Ortaçağ Üzerine II

Deus vult!*

1095 yılında gerçekleşen Clermont Konsilinde Papa II.Urbanus tarafından Haçlı Seferleri’ni meşrulaştırmak için “Deus Vult!” denilmiştir. Konsilin toplanma gerekçesi bir sene önce Kommenos Hanedanlığı’nın kurucusu olan Aleksios I. Kommenosun II.Urbanus’a Selçukluları şikayet ettiği mektuptu. Konsil toplanmadan önce II.Urbanus piskopos ve başkeşişlerden bulundukları bölgelerdeki toprak ağalarını da getirmelerini istedi.

İlk Haçlı Seferi’nin ardından düzenlenecek olan beşinci sefere kadar gerek Baltık’a gerek İspanya’ya gerek İskandinavya’ya gerekse Akdeniz’deki adalara seferler düzenlendi.

Palästinalied Walther von der Vogelweide tarafından V.Haçlı Seferi için yazılmış, bestelenmiştir. Walther von der Vogelweide aynı zamanda Carmina Burana’nın 3 kıtasının yazarı olarak da bilinir.

Nun erst lebe ich würdig, (Şu anda hayatım bir anlam kazandı,)
seit mein sündiges Auge sieht (benim günahkar gözlerim)
das reine Land und auch die Erde, (onun Kutsal Topraklarını gördü,)
der man so viel der Ehren gibt. (kişiyi son derece gururlandıran)
Mir ist passiert, worum ich stets bat (Neden iman ettiğimi)
ich bin an die Stätte gekommen, (Kutsal Topraklara gelince anladım)
wo Gott die Menschwerdung antrat. (Tanrı’nın yürüdüğü yerlerde)[1]

V.Haçlı Seferi öncesinde Papa III.Innocent, ki IV.Haçlı Seferi çağrısını da yapmıştır, sefere katılacak olanların ve sefere katılmasalar bile seferilere ticaret konusunda kolaylık gösterecek olan herkesin Endüljans ile ödüllendirileceğini açıklamıştır. III.Innocent sadece IV. ve V.Haçlı Seferlerini değil, Katharlara karşı düzenlenen Albigeois Haçlı Seferini de düzenletmiş, Çocukların Haçlı Seferini ise desteklemiştir.

Kutsal Roma İmpatorluğu Ortaçağ’daki gücünü yitirdikten sonra Alman söylencelerinde yeni bir imparator düşlenmiştir; bu imparator uzun ve gür kızıl sakallara sahip son derece güçlü ve bilge biridir. Dağın tepesinde, ki bu dağ Kyffhäuser dağıdır, uzun ama çok uzun süreli bir uykuya yatmıştır. Hikayedeki kızıl sakal ve güç motifleri kimilerine göre “Kızıl Sakallı” lakaplı Friedrich Barbarossa’yı, bilgelik ise III.Innocent tarafından yetiştirilen tıpkı Friedrich Barbarossa gibi Hohenstaufen Hanedanlığı’ndan olan II.Friedrich’i çağrıştırabilir.

Söylence ile ilgili 1817 yılında Friedrich Rückert tarafından yazılmış esere bakarsak:

Er ist niemals gestorben, (O asla ölmedi,)
er lebt darin noch jetzt;
er hat im Schloss verborgen  (Şu anda şatosunda yaşıyor)
zum Schlaf sich hingesetzt. (uyumak için saklanıyor)

Heinrich Heine tarafından yazılmış olan “Deutschland. Ein Wintermärchen” şiirinden de ondördüncü bölümden itibaren imparatorun uykudan uyanışı ve icraatları yer alır. Youtube üzerinde bulabildiğim, en azından resimlerle de olsa, en benzer kısmı:

II.Friedrich korumaları Müslüman olan, Sicilya’da yaşayan ve orada bir şiir okulu kurmuş, şahin beslemek üzerine kitap yazmış Kutsal Roma İmparatorluğu imparatorlarından biriydi ve Katolik Kilisesi’nin en mutaassıp papalarından biri olan III.Innocent tarafından yetiştirilmişti. İmparator Eyyubi Hanedanlığı’ndan al-Kamil ile iyi ilişkilere sahipti, sultan ona pek çok Afrika hayvanı göndermişti. II.Friedrich döneminde Avrupa matematik alanında Arap rakamlarına alışkanlık sağladı desek yanlış olmaz sanırım, özellikle Leonardo Fibonacci’nin II.Friedrich’in gözde konuklarından biri olduğunu varsayarsak. İlginçtir kendisini yetiştiren III.Innocent’in tam aksine tutucu bir kişi olmayan imparator III.Innocent’in ardılı IX.Gregory tarafından “Deccal” olarak dahi nitelenmişti, iki defa da aforoz edilmişti. Aforoz edilme nedenlerinden biri yeni papa IX.Gregory tarafından düzenlenen VI.Haçlı Seferine katılıp yolun yarısından dönmesiydi. Papanın aforoz etmesine rağmen II.Friedrich zor olan şeyi başardı, savaşmadan diplomatik olarak Haçlılar adına zafer kazandı. II.Friedrich’i aforozdan kurtulmasına yardımcı olan kişi ise Töton Şövalyeleri’nin lideri olan Hermann von Salza idi, bu isim SS birliklerinden birinin de adıdır. Hermann von Salza hakkında Litvanya’yı Hristiyan yapmak amacıyla düzenlenecek olan Haçlı Seferinin öncüsü diyebiliriz. Töton Şövalyeleri uzun ve kanlı bir mücadelenin ardından Litvanya’yı Hristiyan yapmayı başardılar, yine aynı tarikat benzeri olan tarikatlara kıyasla kendi devletlerini kurmaya muvaffak oldu. Şövalyeler Doğu Avrupa ve Dünya genelinde acımasızlıkları ile de ünlendiler, hatta bu söylenceler Sergei Eisenstein bile faydalandı.

Bu arada videoda dikkat edilecek olursa Töton Şövalyeleri ile I.Dünya Savaşı esnasında Alman askerlerin giydikleri miğferler benzerdir(Stahlhelm der Almanlar).

*:Deus vult! “Tanrı istiyor!” anlamına gelen, I.Haçlı Seferi öncesi Clermont Konsilinde Papa II.Urbanus tarafından söylenen söz.

[1]: Tam olarak çevirememiş olabilirim, fakat Hristiyanlarca İsa Mesih Tanrı’nın Oğlu olduğu için ve Tanrı statüsünde olduğu için, son satırda vurgulanan kısım İsa Mesih’in daha önce yürümüş olduğu yollar veya yürürken Tanrı’yı yanında hissetmek olabilir.

Bir Yanıt to “Ortaçağ Üzerine II”

  1. […] Kral gibi isimlere sahip olan Kyffhäuser Miti. Bu mitten daha önce, biraz yüzeysel de olsa, Ortaçağ Üzerine II isimli yazımda bahsetmiştim, oradan alıntılayacak […]

Yorum bırakın