Düalizm I

Teorik olarak düalizm evreni iki temelde alan öğretidir, bu iki temel genellikle zıttır ve çeşitli güçler, maddeler ve şeylerdir; süje ile obje gibi veya ruh ile madde gibi. Kelimenin kökeni Latince duo‘dan gelmektedir, duo iki demektir. Kendi içerisinde de pek çok dala ayrılan düalizme dair birkaç örnek verecek olursak bunlar iyi ile kötünün mücadelesini ele alan ahlâki düalizm, akıl ve bedenden hareketle oluşturulmuş olan tözsel düalizm ya da dini öğretiler bakımından evreni şeytani-ilâhi varlıklar arasındaki mücadele olarak algılayan veya tanrılar ya da çeşitli güçler arasındaki mücadele olarak da algılayan dinsel düalizm olabilir. Bu düalizm çeşitlerinden birer parça taşıyan, semboli bir düalizm de olabilir; Taoizm gibi.

Düalizm çeşitli dallara ayrılabilir, öte yandan düalizm algısı kesin bir şekilde iki kavramın karşıtlığı da olmayabilir. Düalizmde yer alan karşıt unsurlar mutlak bir şekilde kendi varoluşlarını karşıtlıkları üzerinden tanımlanabilecek olabildiği gibi, misalen Zerdüştlük ya da Manicilik, düalizm algısı göreceli de olabilir; Ortaçağ’da sapkın ilan edilen Bogomiller veya Katharlar gibi. Bir diğer ayrım ise düalizmin diyalektik mi yoksa eskatolojik mi olduğudur[1]. Diyalektik düalizm genellikle dünyanın bir döngü içerisinde olduğunu, örneğin “Tarih tekerrürden ibarettir.” şeklindeki algı, öne sürer iken eskatolojik düalizm ise insanlığın ya da evrenin veya ikisinin birden nihaî sonundan hareketle felsefesini oluşturur, bir sondan bahsettiği için gerçekleşecek olayların da tekerrür etme olasılığı yoktur.

Felsefi açıdan ise düalizm genellikle akıl-beden problemi, fiziksellik ya da madde-ruh ayrımından hareketle ortaya çıkar.

Dini Açıdan Düalizm Çeşitleri

I. Eski Mısır:

Eski Mısır’da İran’a benzer bir şekilde katı olarak bir düalizm olmasa da göreceli olarak bir düalizm olduğundan bahsedebiliriz. Osiris bereketin, düzenin ve yaşamın sembolü iken; Seth ölümün, şiddetin ve kargaşanın sembolüdür. Osiris adil iken Seth düzenbaz idi, keza Osiris’in Horus ve Anubis(1) adında iki tane çocuğu olmuş iken Seth’in çocuğu yoktu(1); bu yüzden birisi bereketin sembolü iken diğeri bereketsizliğin sembolüdür. Eski Mısır Dini’nde var olan bir diğer figür ise Güneş Tanrısı olan Ra ile onu her gün yutmaya çalışan antagonisti dev yılan Apep olabilir.

Eski Mısır ile ilgili ufak bir dipnot açacak olur isek o da Seth figürünün Şeytan figürünün temeli olduğu şeklindeki iddiadır.

II. Mezopotamya:

Mezopotamya Düalizmi daha çok kozmolojik düalizm olarak tarif edebileceğimiz çeşittendir. Babil Mitolojisi’nde yer alan diğer tanrılaırn lideri Marduk ile kendi soyundan olan tanrılara savaş açan Tiamat savaşmış, savaşı Marduk kazanmıştır, dünyayı da Tiamat’ın bedeninden yaratmıştır. Bu mitin kozmolojik olmasının nedenini ise şöyle açıklayabiliriz, Sümer Mitolojisi‘ne göre Tiamat Mars ve Jüpiter arasında bulunan gezegendir, Nibiru‘nun geçişi sırasında parçalanmış ve ortaya çıkan parçalardan dünya oluşmuştur. Yine Babil Mitolojisi’nin Yaratılış kısmına bakacak olursak evren tatlı suların efendisi olan Apsu ile tuzlu suları yöneten Tiamat’ın birleşmesi ile yeni tanrılar ortaya çıkmıştır. Ea ile Damnika‘nın çocuğu olan Marduk’ta düalist özellikler göstermektedir; kendisine has olarak her şeyi görmesini sağlayan dört gözü ve her şeyi duymasını sağlayan dört kulağı vardır.

Ufak bir parantez açacak olursak Genesis‘de şöyle geçer:

“Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.”[2].

Gerek Tiamat gerekse Apsu derinlerde olan tanrılar olarak da tasvir edilir.

III. İran:

İran Düalizmi her ne kadar Hindistan kökenli öğretilerden esinlenmiş olsa da, örneğin Asura ile Deva gibi, asıl gelişimini ya da felsefik altyapısını Zerdüştlük(Zoroastrianizm) ile sağlamıştır. Zerdüşt dinini açıklar iken yaradan olarak Lekesiz Ölümsüzler(Amesha Spentas) diyebileceğimiz kişileri göstermiştir, ki burada kaynak Hint Vedalarıdır.

Zerdüşt’e ait olduğu öne sürülen ve Avesta‘nın en önemli bölümünü oluşturan Gathalar dörtlüklerden oluşmaktadır. Spenta Mania denilen yaratıcı ruh ile Angra Mania/Ahriman adı verilen yıkıcı ruh evrendeki iki temel ruhtur. Ufak bir parantez açıp belirtmemiz gereken bir şey var ise o da Zerdüştlüğün monoteist bir algıda olduğudur; zıt güçler her ne kadar mücadele ediyor olsalar da. Yine de söylenilmesi gerekir ki iki ruh birbirinin simetriğidir, dolayısıyla evrenin simetrik olduğu şeklinde bir algı vardır.

Ahura sözcüğü tanrı anlamına gelir iken-ve belki de Mithra ile ilişkili iken-, Mazda sözcüğü bilge anlamına gelir; böylece diyebiliriz ki Ahura Mazda bilge tanrı anlamına gelmektedir. Ahura Mazda iyilik tanrısı iken kötülük tanrısı Ehrimen(ya da Ahriman) ile mücadele eder. Avesta‘ya göre mücadeleyi en sonunda Ahura Mazda kazanacaktır, bu yüzden diyebiliriz ki Zerdüştlük  diyalektik olduğu kadar nihaî bir sonuç da içerdiği için eskatolojiktir.

Dini olmamasına rağmen ufak bir parantez açalım. Pers Mitolojisi’ne göre dünya yaratılır iken İr’ec ve Tur’ec iki kardeştir. İlkinin soyundan gelenler İran’ı, ikincisinin soyundan gelenler ise Turan’ı kurarlar.

IV. Helenistik Dünya:

Mitolojik açıdan Helenistik Dünya’daki düalizme örnek verecek olur isek bunlar Uranus-Kronos-Zeus olabilir. Sondan başa doğru gider isek eğer her tanrı kendisinden bir öncekini devirerek erke ulaşmıştır.

Felsefik açıdan düalizme pek çok örnek verilebilir. Sokrates öncesi filozoflara örnek vermek gerekirse, sanırım, Parmenides iyi bir çıkış noktası olur. Parmenides kabaca Bir’cidir, ona göre varlık yalnızca var olandır; var olmayan şeyler ise zaten yoklardır. Buradan hareketle de Parmenides gerçek ile imge, aklî ile duygulara dayanan varlıklar arasında bir ayrım yapar. Velhasılı kelam Bir’ci olan Parmenides’e göre değişim yalnızca görüştedir, gerçekte ise hiçbir şey değişmez.

Öte yandan Herakleitos’a göre dünyada sürekli olarak bir mücadele vardır; gece ile gündüz, sıcak ile soğuk, başlangıç ile sonuç gibi. Herakleitos’ta tıpkı Parmenides gibi düalistik bir yaklaşım sergilemiştir, ama ona göre değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.

Empedokles ise Herakleitos ve Parmenides’ten esinlenmişti, ona göre her şey değişmez idi. Empedokles’e göre sevgi şeyleri birbirlerine bağlayan iken; çatışma ayrıştırandır, doğa ise bu iki gücün etkileşimindedir.

Mitolojik açıdan ise Helenistik Düalizm’e bir örnek de Orfizm olarak verilebilir. Orfizm’e göre insanlar titanların küllerinden ve Dionysos’un ruhundan oluşmuştur.  Bu sebepten ötürü insandaki tanrısal ruh, iyi de olduğu için, titanların kötülüklerinden temizlenmek ister. Bu sebepten ötürü ruh temizlenene kadar dünyada dolaşır.

Platon’a göre ise dünya idealar ve duyusal olmak üzere iki çeşittir. Platon hakkında yazmış olduğum bir ekşisözlük entrysinden alıntı yapacak olur isem:

“platon, sokrat öncesi dönem düşünürlerden biri olan parmenides’in felsefesinden etkilenmiş bir düşünürdü. parmenides’e göre ‘varlık’ mutlak anlamda birdir, kalıcıdır, süreklidir, yaratılmamıştır, yok edilemezdir, ezeli ve ebedidir, hareket ve değişme yoktur. platon parmenides’in bu düşüncesini bir basamak yukarı taşımıştır. platon’a göre insanlar bedensel olarak nesneler evreni adını verdiği evrende yaşarlar; öte yandan insanların ruhları daha önceden idealar evreni’nde bulunmuşturlarbu görüş aslında bir bakıma platon’un yaşam öncesi hayata inandığını bizlere gösterir. platon’a göre insan yaşadıkça idealar evreni’nde öğrendiklerini hatırlar. ayrıca eflâtun’un bu görüşü bir bakıma dünyaya düalist olarak bakan bir görüştür, çünkü dünya gerçek dünya olan idealar evreni ve duyulabilir dünya olan nesneler evreni’nden oluşur. burada platon’un asıl değindiği bir diğer nokta ise bilginin sadece var olan, gerçek olan şey için geçerli olacağı, görülen şeyin ise sanal olduğudur. sokrat öncesi düşünürlerden mantık diyalektiğin ilk kullanıcılarından olan parmenides’in “varlık varolandır, hiçlik ya da varolamayan var değildir.” sözlerini platon ‘mağaralar alegorisi’ ile bahsi geçen varlığa akıl yürütülerek ulaşılacağını, aksi takdirde bahsi geçen varlık’ın zâhiri olacağını belirtmiştir.”

Referanslar:

[1]:  Systems of Religious and Spiritual Belief, Religious Dualism.
[2]: Genesis 1:2

Açıklamalar:

(1): Bazı kaynaklara göre Anubis, Seth ile Nephthys’in çocuğudur.

Kaynakça:

Felsefenin Kısa Tarihi, Ottfried Höffe
http://www.themystica.com
http://www.pantheon.org
Yunan ve Roma Mitolojisi,Colette Estin, Helene Laporte

Bir Yanıt to “Düalizm I”

  1. […] Sümerler gerekse Mısırlılar kaotik olarak tanımlanabilecek ilkel okyanus kavramını geliştirdiler, ardından dünya, tanrılar ve insanlar ortaya çıkmış ve doğaya […]

Yorum bırakın